Uluslararasi iliskilerde catisma olgusu, dün ve bugün oldugu gibi yarin da olmaya devam edecektir. Ayrica tamamen yok edilmesi mümkün olmadigi gibi arzu edilen bir durum da olmayabilir. Catisma, bazen bir rahatsizligin göstergesidir ve bu rahatsizlik iyi okunursa sorunun altta yatan nedenleri üzerine yapici girisimler devreye konulabilir. Bazen de catisma, daha adil ve kalici iliskiler olusturmanin bir araci olabilir. Ancak catismanin bu olumlu fonksiyonlari, uluslararasi catismalarin son derece yikici olabilecegi gercegini de ortadan kaldirmaz. Özellikle modern silah teknolojisinin gelismesine paralel olarak savaslarin yikiciliginin son derece arttigi ve kitle imha silahlarinin insanligin tümünü tehdit ettigi günümüz dünyasinda uluslararasi catismalar, tarihte hic olmadigi kadar riskli bir hale gelmistir. Bu sebeple uluslararasi catismalarin bariscil yollarla cözülmesi ve sorunlarin minimuma indirilmesi cok büyük önem arz etmektedir. Bu calisma da iste böylesi bir anlayisla kaleme alinmistir. Calismada; görüsme, arabuluculuk ya da yargisal yöntemler gibi klasik catisma cözüm yöntemlerinin yani sira, catismaci paradigmanin degisimini hedef alan cok sayida yeni ve alternatif yöntem de irdelenmistir. Calismanin, daha bariscil bir dünyaya katki sunmasi dilegiyle...
