Kaleciyi her zaman ters köseye yatirmayi seven bir forvet Günay Gafur. Onun romanlarini okurken seyircinin zekasina saygi duyan, bulmacalar cözdüren, sofistike kurguya sahip, esasli bir senaryo okuyor gibi oluyorum. Hem sinemasal düsünüyor, hem de edebi lezzeti ve derinligi kismiyor. Baba romani da bunun en güzel örneklerinden biri olmus. Ferhat Ergün - Senarist Kuklaci, Kahin ve Yargic romanlariyla polisiye edebiyatimiza yeni bir soluk getiren Günay Gafurdan heyecan dolu bir suc ve gizem romani daha. Yer yer ürpertiyle yer yer hüzünle ama ilk sayfasindan son sayfasina kadar delice bir merakla okuyacaginiz Baba, size esrarengiz ve unutulmaz bir serüven vaat ediyor. Koltuklariniza kurulun, kemerlerinizi baglayin ve bu bas döndürücü yolculugun tadini cikarin. Kogus arkadaslarim Profesör, Cello, Doktor, Zargana ve digerleri gibi artik ben de bir mahkmum. Oyundan cikarilmis, cignenip hayatin disina tükürülmüs bir katil. Burasi da yeni yuvam Imkansiz Olasiliklar Kogusu. Bu mahpushanede zaman baska akar, devran baska döner. Burada fizik yasalari degil Babanin kurallari isler. Buraya düsenin ensesinde gizemli bir ürperti dolanir geceleri. Hortlak gibi, soguk bir nefes gibi. Bunun adini ölüm sanir kimileri. Degil Bu korkunun adidir SBaba. Baba. Olanaksizi mümkün kilan, sevdiklerinin hayir duasini, sevmediklerinin canini alan; dislerinden kan, pencelerinden ölüm damlayan, aleme korku salan bir kogus agasi. Kanli canli bir insan evladi oldugundan bile süphelenir bazisi. Kimi iblis der ona, kimi intikam melegi. Rivayet edilir ki geceleri bir hayalet gibi duvarlardan gecip disari cikar, pelerinli bir katile dönüsüp canlar alir, dudaklarinda kanla geri döner mahpus damina. Kimse bilmez gercekte ne oldugunu, kim oldugunu. Ama ben ögrenecegim. Madem bana Kasif dedi, sirrini kesfedecegim. Simdilik bildigim tek sey var O bir kara delik, biz de yuttuklariyiz